Et benleri genellikle boyunda çıkan saplı, küçük, deri renginde uzantılardır. Otuzbeş yaşından sonra görülmeye başlar, kadın ve erkeklerde sıklığı aynıdır. Bazen göz kapakları, ense, göğüs, meme altında, koltukaltı ve kasıklarda da çok sayıda et beni bulunabilir. Tıbbi adı akrokordon olan et benleri bir-iki adet olabilirken, bazı kişilerde onlarca sayıda bulunabilir.
Tamamen iyi huylu olan ve kansere dönüşme ihtimali olmayan bu lezyonlar görsel olarak rahatsız edici olabilir, kişinin eline takılabilir veya sapı etrafında dönerek iltihaplı, şiş, ağrılı bir hale gelebilir.
Et benlerinin tedavisi dermatoloji uzmanlarınca yapılmaktadır. Lokal anestezi ile uyuşturma işlemi sonrasında elektrokoterizasyon yöntemiyle et benleri alınmaktadır. Toplu iğne başı büyüklüğünde olan küçük et benleri için ise kriyoterapi yani dondurma tedavisi en uygun yöntemdir.
Dermatoloji uzmanları et beniyle gelen bir kişide mutlaka açlık kan şekeri, insülin, HOMA değerlerini incelemelidir. Hastada insülin direnci veya diabet varsa, bunların tedavisine başlanması gerekmektedir. Bu tedavi hem kişinin sağlığını tehdit edecek bu hastalıkların kontrol altına alınmasını sağlayacak, hem de et benlerinin çıkışını azaltacaktır.
Özellikle insülin direnci olan kişilerde, et benleriyle beraber veya olmaksızın, boyun yan kısımları, koltukaltlarında kadifemsi, kirli bir görünüme de rastlanabilir. Akantozis nigrikans adı verilen bu belirti dikkatli bir hekim için diabet hastalığının tespit edilmesini sağlayacak erken bir gösterge olabilir.
Et benlerinin oluşumunu engellemek için karbonhidrattan zengin besinleri tüketmemek, kilo kontrolüne dikkat etmek, fular veya kolye gibi sürtünme oluşturabilecek aksesuarları kullanmamak önerilir. Et benlerinin alınmasının da yeni lezyon çıkışını azaltıcı etkisi vardır.