Yazılar

Saç Dökülmesi

Saçlar insanların kişiliklerini ifade edebilmek, erkeklik veya kadınlıklarını ortaya koymak için bir araçtır. Saçın normal ve sağlıklı görünümü sosyal ilişkilerde önemlidir.

Saçlar ayda 1-2 cm uzamaktadır. İnsanda yaklaşık 5 milyon kıl folikülü mevcut olup, bunların 80.000-150.000 kadarı kafada bulunur.

Saç ve kılların anagen (büyüme), katagen (degradasyon) ve telogen (dinlenme) fazı denen büyüme evreleri mevcuttur. Anagen faz 2-6 yıl sürer. Kafadaki saçların %85-90 ı anagen foliküllerdir. Katagen dönem 2-3 hafta, telogen dönem 2-4 ay sürer. Bu dönem sonunda saç, kökünden ayrılır, bu bölgede yeni bir saç çıkar ve yeni bir döngü başlar.

En sık görülen saç dökülmesi tipleri:

Telogen effluvium (Tepkisel saç dökülmesi)
Androgenetik alopesi (Erkek tipi saç dökülmesi)
Alopesi areata (Saçkıran)
Telogen effluvium (Tepkisel saç dökülmesi)
Saçların tüm saçlı deride yaygın olarak dökülmesidir. Kadınlarda daha sık görülür. Tüm anagen saçların telogen safhaya geçmesi için gereken süre 3-4 ay olduğundan, tetikleyici faktörden 3-4 ay sonra başlar. Telogen saçlar yani dökülmesi gereken saçlar birden bire fazla sayıda dökülür, dökülmüş saçın dip kısmı beyaz renkte ve yuvarlaktır. Sebebi bulunup ortadan kaldırılırsa saç kaybı 6-12 ay sonra normale döner.

Sebepleri: Hormonal değişiklikler (gebelik sonrası, menopoz, tiroid hastalıkları, polikistik over sendromu), geçirilmiş cerrahi girişimler (son 6 ay- 1 yılda), ilaç kullanımı, kimyasal maddelere maruz kalma, sistemik hastalıklar, ateş, beslenme bozuklukları (demir, çinko, biotin, protein eksikliği), aşırı kilo kaybı, diyetler, fiziksel veya kimyasal travma (fön, maşa, boya), psikolojik stres, uyku düzeninde bozulma, ilerleyen yaşa bağlı saç dökülmesi şeklinde sıralanabilir. Sebebin bulunarak ortadan kaldırılması tek başına saç dökülmesinin azalmasını veya durmasını sağlar. Tedavisi: Hormonal bozukluk, demir, çinko eksikliği varsa tedavisi, ilaca bağlı ise ilacın kesilmesi veya değiştirilmesi, travmatik işlemlerden kaçınılması, saçlı deride aşırı yağlanma, kepeklenme varsa tedavi edilmesi, saç köklerinin telogen fazdan anagen faza geçmelerine yardımcı olan lokal preparatlar veya hap tedavileri, saçlı deriye uygun şampuanların kullanılması ve stres yönetimi ile olmaktadır.

Androgenetik alopesi (Erkek tipi saç dökülmesi)

Genetik olarak eğilimi olan kadın ve erkeklerde, kandaki erkeklik hormonlarına yanıt olarak, çeşitli şekillerde ortaya çıkan saç kaybıdır. 50 yaşından önce erkeklerin %50 sini, daha ileri yaşlarda %70 ini etkilemektedir. Kadınlarda 50 yaşın altında görülme oranı %6 iken, 70 yaşından itibaren bu oran %30-40 a yükselir. Hayatı tehdit eden bir olay olmasa da saçın insanların sosyal ve cinsel iletişimindeki önemli rolünden dolayı tedavisi önem taşımaktadır. Kadınlar için yüz veya vücuttaki aşırı kıllanma ne kadar can sıkıcı bir durumsa, erkekler için de saç dökülmesi o kadar sıkıntı kaynağı olabilir. Bazı erkeklerde 5 yıl gibi kısa bir sürede tam kellik oluşurken, bazılarında bu süre 15-25 yıldır. Androgenetik alopesi ilerleyici minyatürleşme yani küçülme, anagen siklusta yani büyüme fazında kısalma, telogen saçların oranında artış ile karakterizedir. Saçlarda incelme ile kendini gösterir.

Tedavisi: Androgenetik alopesisi olan kadınlarda tüylenme artışı, sivilceler, adet düzensizliği, göğüslerden süt gelmesi, şişmanlık varsa, hormonal tetkikler yapılmalıdır. Yumurtalık kistleri, böbreküstü ve hipofiz bezi hastalıkları araştırılmalıdır. Bazı durumlarda seks hormon bağlayıcı protein miktarında düşme, bazen ise kıl kökünde hormon algılayıcılarda aşırı hassasiyet bulunabilir. Bunlara yönelik olarak antiandrojenler, 5-alfa redüktaz inhibitörleri, minoksidil gibi preparatlar kullanılmaktadır.

İlk safhalarda olan hastalarda temel amaç daha fazla saç kaybını önlemek ve minyatürizasyonu geri döndürmektir. Tedavilere kesintisiz devam edilmesi gerekmektedir. Tedavilerin etkili olabilmesi için en az 1 yıl gerekmektedir. Tedavinin kesilmesiyle androgenetik alopesi tekrar gelişmektedir.

Alopesi areata (Saçkıran)

Saç folikülleri ve bazen tırnakları da etkileyen bağışıklık sistemi ile ilgili bir hastalıktır. Net sınırlı oval veya yuvarlak, derinin tamamen normal olduğu yamasal saç kaybı şeklinde görülür. Görülme sıklığı binde 1-2 dir. En sık 10-20 ve 30-40 yaşları arasında ortaya çıkar. Hastaların %10-20 sinde aile hikayesi vardır. Hastalığın tetiklenmesinde dış faktör olarak en çok psikolojik stres suçlanmaktadır. Ruhsal durum ve uyum bozuklukları, endişe sıklığının yüksek olduğu bildirilmiştir. Diğer otoimmün hastalıklarla ör.vitiligo, tiroid hastalıkları birliktelik olabilir. İlk plak ortaya çıktıktan sonra hastalığın seyri kestirilemez. Birkaç ay içinde yeniden saç çıkışı olabilir veya yeni dökülme alanları görülebilir. Kaş, kirpik ve sakallarda da dökülme görülebilir. Tırnaklarda da yüksük benzeri çukurlar oluşması, incelme, kalınlaşma, tırnak düşmesi, beyaz çizgilenmeler görülebilir.

Kıl foliküllerine kalıcı hasar vermemektedir ve saçlarda yeniden büyüme potansiyeli yıllarca devam etmektedir. Bazı hastalarda saç dökülmesi çok seyrek aralıklarla ortaya çıkar, bazı kişilerde ise daha ısrarcıdır ve çıkan saçları başka alanlardaki dökülmeler izler. Kendiliğinden iyileşme de görülebilmektedir. Hastalığın tekrarlamasını önleyecek bir tedavi yoktur, başlatıcı faktörlerden uzak durulması gerekmektedir.

Tedavisi: Tedaviler hastalık aktivitesini durdurmaya yöneliktir. Hastalığın şiddeti ve yaygınlığına, hastanın beklentilerine göre tedavi belirlenir. Saç dökülmesi olan alana uygulanan enjeksiyonlar, lokal olarak kullanılan ilaçlar, ağızdan veya enjeksiyonla uygulanan ilaçlar, yapay güneş ışığı tedavisi şeklinde tedaviler güncel olarak uygulanmaktadır.