Hafif şiddette sedefte, yani vücut yüzeyinin %10’undan azını kaplayan sedefte, salisilik asit, ditranol, kortikosteroidler, vitamin D türevleri, kalsinörin inhibitörleri ve bitkisel içerikli kremler kullanılır. Doğal güneş ışığı da faydalıdır. Ayrıca sedef plaklarının içine iğneli tedaviler uygulanabilir.
Orta şiddette sedefte, yani vücut yüzeyinin %10-15’ini kaplayan sedefte, bu tedavilere yapay güneş ışığı tedavisi (PUVA, UVB) eklenebilir. Dirençli durumlarda sistemik tedaviye de geçilebilir. Sistemik tedavide siklosporin, metotreksat, fumarik asit, retinoid gibi hap veya iğne şeklindeki ilaçlar yer alır.
Şiddetli sedefte, yani vücut yüzeyinin %15’inden fazlasını kaplıyorsa, sistemik tedavi verilir ve yanına uygun kremler de eklenir.
Çok şiddetli hastalıkta, yani eritrodermada, tüm vücudu kapladığında, hastaneye yatırılarak sistemik ve lokal tedavilerin yanı sıra, çeşitli destek tedavileri de yapılır. Yaygın olmayan sivilceli sedef hastalığında, A vitamini türevi ilaçlarla beraber yapay güneş ışığı (UVB), siklosporin, metotreksat veya biyolojik ajanlar ( TNF- alfa antagonistleri) kullanılabilir. El ayakta ortaya çıkan sivilceli sedef hastalığında ise sadece bu bölgelere yapay güneş ışığı (PUVA) verilebilir.
Yaygın sivilceli sedef hastalığında, siklosporin, metotreksat veya biyolojik ajanlar kullanılır.
Sedef hastalığına bağlı eklem iltihabında ağrı kesiciler, sülfasalazin, metotreksat, biyolojik ajanlar, hastanın durumuna göre kullanılır.
14 Mart Tıp Bayramı dolayısıyla kaleme aldığım yazımı noktalarken, değerli okuyucularımıza bilimin ışığından ayrılmamalarını öneriyorum.