Siğiller cilt hastalıkları uzmanlarına en sık başvurma sebebi olan hastalıklardan biridir. Siğiller tıbbi adıyla verrukalar, derinin çeşitli bölgelerinde çıkabilen deriyle aynı renkte, yuvarlak, üzeri pürüzlü, nasır benzeri, sert kabarıklıklar şeklindedir.
Siğiller insan papilloma virüsünün sebep olduğu bulaşıcı hastalıklardan biridir, genellikle okul çağındaki çocuklarda görülür. En sık yerleştiği bölgeler el ve ayaklardır. Ancak yüzde, genital bölgede veya vücudun herhangi bir bölgesinde de çıkabilir. Vücut direncinin düşmesiyle de sayıları artabilmektedir.
Ellerde yerleştiğinde avuç içlerinde, parmaklarda veya tırnak kenarlarında çıkabilmektedir, deriden kabarık bir görünüm sergilemektedir, üzerinde siyah noktacıklar bulunabilir. Ayakta ise daha çok ayak tabanında, parmak alt kısımlarında yerleşmekte ve basınç nedeniyle dışarı değil, içeriye doğru büyüme göstermektedir. Bazen birbiriyle birleşmiş küme halinde veya basmakla ağrılı olabilirler ve yürümeyi zorlaştırabilirler. Okul çağındaki çocuklarda ayakta çıkan siğiller genellikle nasır zannedilerek, tedavi edilmeye çalışılmaktadır. Ancak bu türdeki lezyonların mutlaka bir cilt hastalıkları uzmanı tarafından görülmesi ve ona göre tedavi edilmesi gerektiğini burada hatırlatmak gerekir.
Yüz bölgesinde ise iki şekilde görülebilirler. Birincisi yassı, deri renginde, toplu iğne başı büyüklüğünde ve çoğunlukla küme yapmış halde olan formu, diğeri ise burun delikleri etrafında, göz ve ağız çevresinde, sakal bölgesinde görülebilen sivri veya ipliksi deri renginde çıkıntılar halindedir.
Siğillerin bulaşması nasıl olmaktadır? Siğil mikrobu deri bütünlüğünün bozulduğu bölgelerden deriye girer, örneğin bir çatlak, sıyrıktan vücuda girebilir veya tırnak kenarındaki derileri kemiren ya da koparan çocuklarda bu bölgelerde kolayca yerleşebilir. Ortak kullanılan terlik, ayakkabı, havlu gibi kişisel eşyalardan, havuzlardan, duşlardan, hamam ve kaplıcalardan, tuvaletlerden, hijyene dikkat edilmediğinde kuaförlerden, ağda salonlarından bulaşabilir.
Siğillerin tedavisinde hastanın yaşı, siğillerin yaygınlığı, yerleşim yeri ve süresi, hastanın bağışıklık durumu göz önünde bulundurulur. Siğiller, kişinin genel sağlığını bozmamakla birlikte kozmetik açıdan rahatsız edici, bulaşıcı, zaman zaman da ağrılı olmaları dolayısıyla tedavi edilmelidir. Tedavide temel olarak üç yöntem kullanılmaktadır. İlk yöntem asit yapıdaki kimyasal maddelerin deriye dışarıdan uygulanması yoluyla olmaktadır, hasta bu tedaviyi evde kendisi siğiller geçene kadar 1-3 ay gibi bir süre uygulamaktadır. Fakat her siğil bu tedaviye cevap vermeyebilmektedir.
Diğer yöntemler ise direkt olarak siğil dokusunu sıcak veya soğuk yoluyla tahrip etmeye yönelik tedavilerdir. Bunlardan sıcakla tedavi veya yakma, tıbbi adıyla elektrokoterizasyon tedavisinde deri önce uyuşturulur daha sonra içinden elektrik akımı geçen bir metal siğil üzerine dokundurularak siğil ortadan kaldırılır, işlemden sonra oluşan yaranın temiz tutulması ve pansumanların yapılması gerekmektedir.
Kriyoterapi adı verilen dondurma veya kar tedavisinde ise siğil -196 derecedeki sıvı azot gazıyla dondurulur, daha sonra bu doku kabuk şeklinde kendi kendine dökülür. Bu tedavi 15 gün arayla 3-6 kez tekrarlanır. Bu güncel tedavi metodu yani dondurma tedavisi özellikle çocuklar için daha uygundur. Yaygın ve dirençli siğilleri olan hastalarda tedaviye bağışıklık sistemini güçlendirici ilaçlar da eklenebilmektedir.
Siğillerin tedavisinde tıp dışı yöntemlere gelince incir sütü sürme gibi bitkisel tedaviler veya siğillere okuma gibi yöntemler de sıkça uygulanmaktadır. Okumanın buna inanan kişilerde psikolojik etki yoluyla, bağışık sistemini kuvvetlendirerek etki ettiği düşünülmektedir.
Deride görülen herhangi bir değişiklik durumunda, hastalığın yayılmadan tedavisi için en kısa zamanda bir uzman hekime başvurulmalı ve özellikle ortak kullanılan alanlarda bulaşıcı hastalıklara karşı dikkatli olunmalıdır.