Günümüzde gerek spor, gerekse eğlence amaçlı olarak özellikle büyük kentler ve tatil yörelerinde yüzme havuzu ve sauna gibi yerlere ilgi artmaktadır. Kapalı havuzların yaygınlaşması kış mevsiminde de havuz kullanımını arttırmaktadır. Ülkemizde ayrıca hamam geleneği hala sürmekte ve çeşitli hastalıkların tedavisinde kaplıcalardan, spalardan sıkça yararlanılmaktadır.
Ancak toplumun ortak kullanımına açık olan bu alanlar; suyla temasın kolaylaştırdığı bazı enfeksiyon hastalıklarının ortaya çıkmasına ve yayılmasına neden olabilmektedir. Özellikle yüzme havuzları, sıcak ve nem etkisiyle bir mikrop kaynağı olabilmektedir. Deri enfeksiyonları dışında; yüzme havuzu suyunun bazı kimyasal özellikleri nedeniyle veya uzun süre suda kalmaya bağlı olarak ortaya çıkan bazı deri hastalıkları da görülebilmektedir.
Havuzlardan bulaşabilen bakteri, virüs ve mantar gibi mikroorganizmalar deride çeşitli hastalıklara yol açabilmektedirler. Bu hastalıkları tedavileriyle beraber sıralayacak olursak:
Cilt enfeksiyonları: Mikroplar derideki sıyrık, böcek ısırığı ya da ekzema gibi var olan bir deri hasarından içeriye girerler. Bu bölgede kızarık, ağrılı, iltihaplı bir kabarıklığa yol açarlar bazen de deride kabuklanmaya neden olurlar. Yüzme havuzu, sauna, jakuzi ve benzeri yerlerden bulaşabilen diğer bir mikrop türü de; gövde ve koltukaltlarında, kol ve bacakların üst kısmında kaşıntılı sivilcelere yol açabilir. Bu mikrop aynı zamanda kulak, boğaz, baş ağrısı, ateş, kırıklık, göz ve kulak iltihabına da yol açabilir. Bu enfeksiyonların tedavisinde antibiyotikler kullanılmaktadır.Önlem olarak; havuz suyuna geçen mikrop sayısını azalttığı için bone kullanımı önerilmektedir.
Nemli ortamlarda yaşayan özel bir mikrop türü ayakta kötü koku ve ayak tabanlarında harita benzeri, delikli bir görünüme yol açabilir. Dışarıdan sürülen ilaçlarla tedavisi mümkündür.
Kıl dibi iltihabı: Uzun süre ıslak mayo ile kalanlarda kıl köklerinde oluşan zedelenme nedeniyle kalça bölgesinde ağrılı, sert ve iltihaplı şişlikler oluşabilir. Bu durumda yine antibiyotikler verilir ve mayo kullanımına bir süre ara verilmesi önerilir.
Siğiller: El ve ayak siğilleri yüzme havuzundan bulaşabilmektedirler. Siğiller; bilindiği gibi deri renginde, küçük, yüzeyi pürüzlü kabarıklıklardır. Bulaşıcı virüsler nedeniyle ortaya çıkmaktadırlar. Vücut direnci düşük olan ve allerjik bünyesi olan çocuklarda daha sık görülmektedirler. Ayak tabanında çıktığında ağrılı olabilmektedirler.Siğil tedavisinde kimyasal maddelerin uygulanması, koterizasyon ve dondurma işlemi gibi yöntemler kullanılmaktadır.
Molluskum kontagiozum da yine virüsler aracılığıyla ortaya çıkmaktadır. Yuva ve okul çocukları arasında yaygındır. Yuvarlak, kubbe şekilli, beyaz veya pembe renkli, 2-5 mm. çaplı kabarıklıklar halindedir (Bkz. resim). Genellikle koltukaltı, gövde yan kısımları ve yüzde yerleşir. Tek tek alınarak veya dondurma metoduyla tedavisi mümkündür.
Uçuklar: Uçuğun havuzdan bulaştığı konusunda yaygın bir inanış vardır, ancak uçuk mikrobu hayatın ilk dönemlerinde kişiye bulaşmaktadır. Uçuğun tekrarlama sebebi vücut direncinin düşmesidir. Ancak havuz suyundaki klorun yaptığı tahriş veya güneş ışığı gibi nedenlerle uçuklar tekrarlayabilirler.
Mantar enfeksiyonları: Yetersiz temizlik, havuzların uzun süre kullanıma açık olması, kullanıcı sayısının fazlalığı, su sıcaklığının yüksek olması gibi nedenlerle havuzların tabanında bol miktarda mantar bulunmaktadır. Kişiye bulaştığında ayak parmak aralarında kaşıntı, sulantı, kepeklenme, kötü koku gibi belirtilere yol açmaktadır. Ayak mantarı havuzlardan, ortak kullanılan duşlardaki su birikintilerinden ve hamamlardan kolaylıkla bulaşabilmektedir. Tedavisinde dışarıdan kullanılan antifungal ilaçlar verilir.
Yüzme havuzları nedeniyle ortaya çıkabilen diğer deri hastalıkları:
Suyla temasa bağlı olarak; deriyi koruyan örtünün deri yüzeyinden uzaklaşması, özellikle kış aylarında deride kuruluğa yol açar. Yüzme havuzundan çıktıktan sonra sıvı sabun ve sıcak suyla uzun süre duş alınması da bu durumu şiddetlendirir. Yağ bazlı sabunlarla kısa süreli ve ılık bir duş alınması ve sonrasında nemlendirici ürünlerin kullanılması tedaviyi sağlar.
Yüzme havuzlarında kullanılan klora bağlı; deride kuruma, kızarıklık, pullanma oluşabilmektedir. Özellikle atopik ekzeması olanlarda cilt rahatsızlıklarında şiddetlenme olabilmektedir. Tedavide özel tedbirlere ihtiyaç duyulmaktadır.
Yüzücü gözlüğü ve boneye karşı gelişen allerjik reaksiyonlar da zaman zaman gözlemlenmektedir. Temas bölgesinde kızarıklık, kaşıntı, su kabarcıkları şeklinde ortaya çıkmaktadır. Allerji tedavisi uygulanmaktadır.
Bazı hassas kişilerde suyla temas sonrası kaşıntı olabilir veya yuvarlak, kırmızı ve kaşıntılı kabarıklıklarla seyreden ürtiker (kurdeşen) görülebilir. Bu kişilerde; diğer zamanlarda da suyla temas sonrasında aynı belirtiler ortaya çıkabilir. Bu kişilerin denize veya havuza atlayarak suyla ani temas etmeleri sakıncalıdır. Sebebinin araştırılması ve allerji tedavisi verilmesi gerekir.
Bazı yüzücülerde, havuz suyundaki klorun deriyi tahrişine bağlı olarak yüz bölgesinde ergenlik sivilcelerine benzeyen sivilceler çıkmaktadır. Bu sivilceler daha çok çene, burun kenarları ve yanaklarda oluşmakta, tedavisi ise ergenlik sivilcelerindeki gibi yapılmaktadır.
Ellerin yüzme havuzu duvarına ve havuz kenarlarına sık teması sonucu çocuklarda avuç içi ve parmak uçlarında basınç bölgelerine uyan yerlerde kızarıklıklar meydana gelebilir. Aileyi telaşlandıran bu durum ellerin hastalığa sebebiyet veren yüzeyle temasının sonlandırılmasıyla kendi kendine geriler. Uzun süren yüzme çalışmalarında; soluk alma amacıyla yüzün omuz tarafına çevrilmesi ve omuza sürtünmesi sonucu o bölgede geçici bir kızarıklık oluşabilir.
Yüzme havuzlarından yararlanırken aynı zamanda sağlığımıza da dikkat etmeyi, gerektiğinde önlem almayı tavsiye ediyorum ve özellikle açık havuzlarda güneşten koruyucu kullanımının önemini de hatırlatmak istiyorum.